kahkahayla gülmek

kahkahayla gülmek

(kahkahayla) gülmek,gülüs, kahkaha

v i

1 exprimer sa joie gülmek

◊

avoir envie de rire — gülmek istemek

◊

Cette histoire m'a fait rire. — Bu hikâye beni güldürdü.

♦ rire aux éclats kahkahayla gülmek

2 s'amuser eğlenmek

◊

Nous avons bien ri hier soir. — Dün akşam çok eğlendik.

3 faire qqch pour rire bir şeyi şakacıktan yapmak

◊

J'ai dit cela pour rire. — Şaka söyledim.

4 rire de -(y)le alay etmek

n m

gülme, gülüş

◊

entendre des éclats de rires — kahkahalar duymak

♦ fou rire makaraları koyverme

◊

avoir un fou rire — makaraları koyvermek

n. kahkaha, gürültülü kahkaha

v. kahkahayı basmak

* * *

* * *

n. kükreme, gürleme, uğultu, uğuldama, gürültü

v. kükremek, gürlemek, uğuldamak, haykırmak, bağırmak, hırıltılı solumak (at), bağıra çağıra söylemek

* * *

* * *

1) (to give a loud deep cry; to say loudly; to shout: The lions roared; The sergeant roared (out) his commands.) kükremek

2) (to laugh loudly: The audience roared (with laughter) at the man's jokes.) kahkahayla gülmek

3) (to make a loud deep sound: The cannons/thunder roared.) gürlemek, gümbürdemek

4) (to make a loud deep sound while moving: He roared past on his motorbike.) gürültüyle ilerlemek

1) (a loud deep cry: a roar of pain/laughter; the lion's roars.) bağırma, haykırma, kahkaha, kükreme

2) (a loud, deep sound: the roar of traffic.) gürültü, uğultu

•

- do a roaring trade

v i

1 patlamak

◊

Le pneu a éclaté. — Lastik patladı.

2 commencer patlamak

◊

La guerre a éclaté. — Savaş patladı.

◊

L'orage a éclaté dans la nuit. — Geceleyin fırtına patladı.

3 faire un bruit boğulma sesi

◊

éclater en sanglots — hıçkırıklara boğulmak

◊

éclater de rire — kahkahayla gülmek

4 bölünmek

◊

Le mouvement a éclaté. — Hareket bölündü.

n. gülme, gülüş, kahkaha, saçma, komik

v. gülmek, sevinmek, gülerek neden olmak

* * *

* * *

- laughable